31 Ekim 2010 Pazar

Sapıtmamak elde mi...


Şu soğuk ekim akşamında,bir yerlere yetişme kaygısıyla arkasında yürüdüğüm melake,altın saçlarıyla,bir yunan heykeli gibi,edebi bir güzellik taşıyor.Bu da bir yana,etrafındaki erkeklerin mülteci bakışlarını da rehin almış durumda.Onlarca benzetme kurban edilebilir böylesi kalıcı bir bedene.Her anlamda kalıcı olsmasını biliyor.Zihnimdeki kalıcılığı onu unutamamazlığımı vurguluyor.

Acaba bunu doğuştan mı taşıyor?Yoksa bir platin ameliyatı gibi,soradan mı nüfuz etmiş kısrak bedenine.Yine bilemiyorum.Şuan tecrübeli bir sapık gibi bu kadını takip ediyorum.Daracık mavi kotumsu taytı vücudunun hatlarını vurguluyor.Kararlı adımları ve bir balık gibi süzülerek yürümesi,avcı alt benliğimi uyarıyor.Bu anda ben ilkelleşiyorum.Oltayı kapıp,çapariyi kızın derinliklerine fırlatmak istiyorum.Ya da tüy kaplı bedenimle,elimde mızrak,kafamda ten kokusu,et kesmek istiyorum.Bir bizon gibi avlayıp,balık gibi rakıyla tüketmek istiyorum bedenini.İnceecik beli,90-60-90 bazında vücut ölçülerine uyumlu dik göğüsleri "erkekliği" irdeliyor.

Sessiz ol sayın okuyanım,nefes sesini duyup bakabilir.Korkum beni sapık sanar falan diye değil.Arkasını dönüp yüzünü gösterebilir.Düşümdeki yüz imajını yerle yeksan edip,hayalimdeki sesi çıkarmayabilir(!) Eğer konuşursa içinden dimağımdaki kadın çıkmayabilir.

Sadece sessiz ol ve onu takip edelim.Belki bizi biryere götürür... Onu arzuladığını söyleme.Lafı kıvırıp yanındaki kıza yazıyorum tribine de girme! Yanındaki çıtırı şimdiye kadar fark etmedin bile.Hayır,düşündüğün gibi değil.Bir yere götürürden kasıtım cinsel değil... Belki bizi bir defineye götürür ya da sucuk kokan bir eve.Belki ekmek sıcaklığında kardeşleri vardır,camında buğ olan bir odası.Başucu kütüphanesinde bir Bukowski kitabı vardır belki? Eski melankolik erkek arkadaşının hediyesidir ve hiç okumamıştır o kitabı!Olamaz mı?Olabilir.Onun da anası babası vardır,onun da okul taksidi,telefon faturası vardır.O da bizim gibi insandır...

Ne yazık!Bunları hiç düşünmeden seksüel bir obje olarak gördüğümü düşündün kızı.Ben onun yaşamına nüfuz etme riskini taşıyorum şuan.Hala arkasında yürüyorum bu prensesin.Herkes ona baktığımı sanıyor,oysa sarktığım gölgesi.Gerçekten çok seviyorum onun bendeki imajını; gerçekten çok,hayalden az.Şimdi söyle bana okur,sapıtmamak elde mi? Cevap verme sus,tabi elde.

31 Ekim 2010