29 Ekim 2010 Cuma

İşi gücü bıraktım kendimi buldum


İşi gücü bıraktım bilgisayarın başına oturdum.Her tarafta kitaplar,defterler...Kitaplığımı düzenlemiştim ama kitaplığın dışındaki herşeyi düzensizleştirmiştim.İnsan böyledir işte dedim.İyi bir şey yaparken diğer şeyleri kötüleştirir.Misal bir fabrika ; Onlarca insanı ucuza giydirip,soğuktan dübürlerinin donmasını engellerken,atık sularıyla da doğaya giydirmeyi(!) başarır.Odanın boşluğuna savuruyordum cümlelerimi.Kedim geldi,uzun uzun bağırdı.Sanırım görüşünü dile getirdi.Anlayamadım onu.Konuyu dağıtmayayım sayın okuyanım,zaten ayda yılda bir konum olmuşken...

Aslında biliyor musun sayın okuyanım,ben hiç de fena bir adam değilim.Ben fena duygusalmışım mesela.Hayır,birinden öğrenmedim bunu.Kitaplığımı düzenlerken eski ajandalar buldum,orta okulda ve lisede karaladığım yazılar çıktı içinden.Onları hayırsızca,ajandanın arasında unutmama hiç bozulmayan bu yazılar,yıllar sonra kendimi yeniden keşfetmemi sağladı.Ben iyi bir çocuk muşum be! Kime yazdığımı unuttuğum aşk şiirleri,içten tespitler,mizahi anı yazıları beni hayrete attı.Bu hayrete atılır atılmaz acayip başka biri gibi geldim kendime.Uzun süredir ilk defa kendimi sevdim.Ne güzel şeymiş kendini yıllar sonra bulmak!Ne güzelmiş kendim.Yırtık bir dosya kağıdında bulduğum şiiri paylaşmak istiyorum seninle ey benim güzide okuyanım.Orta okulda yazdığımı altındaki tarihten öğrendiğim bu şiiri 13 yaşında karalamışım.İsmi “Yorumsuz” kendi de...

Çevreye bakıyorum,
Kimi mutlu,
Kimi mutsuz,
Kimi ise düşünceli
Ama hepsi aynı
Ne farklı biri
Nede aykırı
Sonra hoca giriyor içeri
Bakıyor kararsızca
Ne heyecanlı
Ne mutlu
Derken geçiyor
Bir gün daha okulda
Kim bunlar derseniz
Kimse!
Yalnızca birkaç etkisiz insan.

Ben işte böylesine üçüncü şahısmışım,böylesine uzakmışım insanlara.Ne acayip çocuk muşum? Acaba pipo falan yakışır mıydı elime diye düşünüyorum,olmuyor,parmaklarım küçük kalıyor.Ne desem olmayacak şimdi,biraz buruldum,azıcık duruldum.Bu arada elekrik gitti geldi.Dışarıdan kamyon geçti.Kedimi sevdim biraz,biraz eski kendimi.İnsan geçmişini unutabiliyor bazı.Sonra bir kitaplık düzenlemesindeyken buluyor saklı geçmişini.Etrafta kitaplar,defterler,eski ajandalar,yarım bardak soğumuş kahve... Şu halime bak sayın okuyanım,İşi gücü bıraktım kendimi buldum,hemen bilgisayarın başına oturdum.

29 Ekim 2010