15 Kasım 2011 Salı

Boğaz'ın da bir durum var kardeşim

Hiç tanımadığım adamların yokluğunu hissetim ilk defa.Boğaza karşı oturmuş,bir biralık kulağımla yanımda konuşan adamları dinliyorum,bir vapur düdüğü ötüyor,usulca geçiyor tam üç yat art arda... "Zenginlik böyle bir şey işte usta!" diyor yanımdakine biri;Öteki, "Bu Taksidir ha,sıkça yaraşıyor".İnanmıyor öteki," Valla lan", diyor, "Deniz Taksi!" Biri Diyarbakır'lı, öteki Mardinli iki yağız delikanlı,Beşiktaş iskelesinde,boğaza nazır...
O sırada bir tur gemisi geçiyor."Ula bunlar,Japon mu,Koreli mi,Nerelidir?" Diyor bizimki. "Koniçuva!" diye bağırıyor öbürü.
Beşiktaş İskelesinde,üç kişiyiz.onlar benim yanımda denizi görüyorlar,ben denize bakıyorum.Atlamak istiyorum iskeleden,denizin derinliğine yüzmek..."Ulan" diyorum, "Yüzerek karşıya geçsem çok mu ayıp olur rekortmenlere?" Bir Yıldız Tilbe şarkısı mırıldanıyor Diyarbakırlı. "Deniz o coğrafyanın insanlarını ancak bu kadar yumuşatır." diyorum içimden.Akşam düşüyor İstanbul'a.Çöpçüler çöp topluyorlar,çocuklar hala çocuk olduklarından şikayetçi gibi görünüyor gözüme,bir an önce büyüyüp alkol tüketmek istiyorlar sanki boğaza karşı.Büyükler ise alkol tüketimini bahane ederek anlatıyorlar bir şeylerini.
Zamanla ışıkları yükselecek İstanbul'umun. Köprüler ışıl ışıl,her bir yanı Camii silüeti,balıkçılar balık tutuyorlar yada öyle sanıyorlar, daha çok balık tutmaya bahane arıyorlar.Bu sayede şehrin manzarasını dikizliyorlar,İstanbul boğazından en çok balıkçılar anlıyor.Fotoğraf çekiyor bir japon turist teknede, "Ama İstanbul burası,fotoğrafta durduğu gibi durmaz." diye bağırasım geliyor,yapamıyorum.Bozulmuyor fotoğrafçı,gerçeği o da hissediyor.
Gecenin dostu ay beliriyor,sonrası yakamoz...Kim ne derse desin en çok yalnızlık yakışıyor bu şehrin insanına.Yazara,şaire ihtiyacı var bu şehrin,sinemacıya,en çok da balıkçıya!
Kız kulesi ah o kız kulesi ne fenadır bilmezsiniz.İstanbul'un küçük hanımıdır o. Gündüz Üsküdar'la birliktedir.Gece oldu mu sabaha kadar kuyruk sallar Beşiktaş'a...Ah o kız kulesi...Ne biralar içilmiştir ona karşı,İstanbul onu hisseder,boğazın bilinmezliğidir manzarası...Sultan Ahmet Köşeden bakar, Ayasofya divasıdır yarımadanın.Beylerbeyi resmi bir yılışıklıkla görünür ötelerde...Tek gerçeği minareleri hatırlatır bu şehrin,gökyüzünü göstererek bize sonsuzluğu işaret ederler.Kaybolacağımız, karışacağımız yeri gösterirler günün birinde...Vapurlar,köprüler,ışıl ışıl Eminönü ve sessiz sakin Kuzguncuk...
İstanbul kuzey yıldızının yansımasıyla,yakamozunun kesiştiği noktada gizlenen sözler var,sanki yazıyorum,okuyamıyorum,ah,okuyamıyorum.