4 Aralık 2010 Cumartesi

EREĞLİ'NİN HAKKINI ARAYAN YAZI


Ceketimi aldım,gıcır bloknotumu ve şuh kalemimi cebime tıkıştırdım,belki bir şeyler karalarım diye Ereğli gecesine fırlattım bünyemi.Kızma ama nerede olduğunu bile bilmiyorum bu şehrin.Hem belki sen de bilmiyorsundur!Kim bilir; bir şehri bilmek,haritada yerini göstermekle olmaz(!) Bilmek dediğimiz şey ; görmekle,koklamakla,öylesine bir bankına popoyu emanet etmekle oluyor.Bende bundan kelli,şu serin ereğli gecesinde,sahilde bir banka yerleştiri verdim popoyu.

Şimdi müthiş izlenimler,sansasyonel fikirler bekleme benden.Burada öyle şeylere yer yok.Belediyenin sahile çektiği geniş şeritte sap sapa yürümek var,belki bir kız tavlarım umuduyla ortalıkta dolanan ergenlerin çaresizliğini izlenimlemek var.Tek tük rastlanılan sevgili çiftlerin yakınlaşmalarına ayıplar gözle bakan Ereğli tebaasının bu bakışlarına en istanbullu yadırgayışları fırlatmak var.Burada var oğlu var ama ; öğrenci ferahlığı yok! Belirsiz bir esnaf bekleyişi,bazı bir kaç memur sığınışı var.En önemlisi şehir insanına dayatıldığını düşündüğüm,yüksek puntolarla,bol ışıklı yazılmış,şehrin 3-4 ayrı bölgesine serpiştirilmiş : “SEVGİ,BARIŞ,DOSTLUK.” cümlesi var.

Gurur duyulan “Alemdar” isimli savaş gemisinin yanında Karadeniz türküsü dinleyip,kola içen sitemkar ama bir o kadar da tutucu,kolayı litrelik alıp plastik bardakla içerken tutumlu ve imkansız aşklarla dolu aşık bir kaç genç,önlerinde Karadeniz,ucunda ise Sivastopol!Şimdi karşı kıyıda sarışın,uzun,ince Rus kadınları ve Rus Vodkası.Burda vodkayı azarlayan görüşleri,içindeki alkole küs inançları,ne zaman sevseler kadına sarhoş olacakmış edaları yüreklerinde,Ereğli’de Karadenizli’liğin başlarında,bir kaç kola’kolik genç...

Atmosferi gibi havası da tutucu çarpıyor yüzüme,üşütmek isterken üşütemiyor,ısıtmak isterken ısıtamıyor.Bu kararlı ama kendi içinde tututarsız hava,ne istediğini yaşatıyor,ne de istemediğini belirtiyor.İşte Ereğli’nin rüzgarı bile böyle Muhafazakar esiyor.Sevişme arifesinde kalmış ve uzunca bir müddet daha öyle kalacağa benzeyen sevgili çifte neden böyle ayıplar bakışlar yöneltiliyor?

Oysa bu çift kentin suratına kazınmış “SEVGİ,BARIŞ,DOSTLUK.” Mesajını taşıyor.En azından yüreciklerinde “SEVGİ” kelimesini barındırıyor.

Eh be ayıplayıcı bakışlı abilerim,ablalarım : Siz de insanlığınızla barışık,duygularına emanet olarak,”BARIŞ” kelimesini,en azından hoşgörüyle,barışçıl davranarak taşıyı verseniz?

Ve sen, sap sapa yürürken çapkınlık yapacağım diye arkadaşını rencide eden Ereğli ergen vatandaşı : “Dostluk” Kelimesini de sen tak yakana,önce arkadaşını hormonlarına satmamaya çalış ve "Doğal seleksiyon" diyen “Hayvansal yasaları” insana yorma terbiyesizliğinden kaç kurtul! Özgürleş.Kentini olmasa bile,kendini kurtar.Kurtar ki “SEVGİ,BARIŞ,DOSTLUK.” Cümlesinin sonundaki Noktanın hakkını verebilsin bu yazı.

04.12.2010