Şimdi oyundan çıktım eve doğru gidiyorum. Bu kez çıktığım
kendi oynadığım bir oyun değildi, gerçi uzun zamandır kendi oynadığım bir
oyundan çıkmadım ya... Ne diyecektim. Ha, Metrobüsün uğultusuna bile alışıyor
insan zamanla. Hatta seviyor, daha doğrusu sevmeyi öğreniyor. Şehir bazen
böyledir, olur olmadık anlarda, olur olmadık şeyleri sevdirir insana. Ne
yapalım bize de kabullenmek düşer, hele de metrobüste oturmuşken…
Bugünlerde acayip bir adam oldum ben sayın okuyanım. Mesela
dün mutfakta ocağın karşısına oturup, pişmekte olan et soteye karşı gitar
çaldım, şarkı söyledim. Et sote pek yadırgamadı ama sevindiğini de belli etmedi.
Öküz ne anlar müzikten değil mi? Şimdi ölmüşün arkasından konuşmakta olmaz ama
yemişim ölmüşünü, daha doğrusu az sora yiyeceğim. Ama belki de ölmemiştir, bu da bir
yaşama biçimidir, içimde yaşıyordur. Evet,
içimde bir öküz vardır. Daha doğrusu dana… Ben o danaya serenat yapıyorumdur. Her erkeğin içinde vardır diyeceksiniz ama
benimki başka. Mis gibi kokuyor tavada bile, güzel...
Güzel şeyler düşününce insanın ruhu canlanıyor galiba.
İçimdeki dana bile iyi hissediyor falan… Onu bunu bilmeme ne yaparsanız yapın,
içinde güzel bir şeyler olsun; et sote dahil. Bu arada Metrobüs boşalmaya
başladı. Ben son durakta inmeyeceğim ama inesim de gelmiyor değil. Dipsomania
bende böyle bir his uyandırıyor. O değil de; Peş peşe araçlara binsem ve hepsinin son
durağında insem, kendimi nerede bulurum acaba? Sen çıksan şimdi okuyanım, ilk
gelen araca binsen, son durakta insen, peş peşe benim yaptığım gibi önüne gelen araçlara
binip, son duraklarında insen, aynı yerde buluşur muyuz? Yani ikimizin de son durağı aynı olabilir mi? En son durak hangisi
ola sayın okuyanım? Nasıl ola, kim ola, kim kala o durakta...
Yok yok bu düşünceler
pek hayra alamet değil. Gidip tavuk sote yapayım tavada mis gibi, hazır dana eti
baya pahalanmışken, gitar çalayım tavuk soteye karşı mutfakta yalnız ve yalnızca. Belki içimde bir tavuk vardır. Onun da ruhunun beslenmesi gerekiyordur. Öyle işte, galiba midemden çok ruhum aç benim. Ne çok hayvanat var içimde!